İçeriğe geç

Hapishanedeki insanlara ne denir ?

Hapishanedeki İnsanlara Ne Denir? Gerçekler, Hikâyeler ve İnsanlık Üzerine Bir Bakış

Bir kelime bazen bir duvar kadar soğuk, bazen bir el kadar şefkatli olabilir. “Hapishanedeki insanlara ne denir?” sorusu da tam olarak böyle bir anlam yolculuğudur. Bu yazıyı yazarken tek bir amacı taşıyorum: etiketlerden sıyrılıp, demir parmaklıkların ardındaki insanlara gerçekten “insan” olarak bakabilmek.

Dil, Adaletin Sessiz Aynasıdır

Toplum olarak kullandığımız kelimeler, bilinçaltımızdaki adalet anlayışını yansıtır. “Mahkûm”, “tutuklu”, “hükümlü”, “tutsak” ya da sadece “insan”… Her biri farklı bir duygu taşır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 verilerine göre, Türkiye’de cezaevlerinde yaklaşık 370 bin kişi bulunuyor. Bu sayının arkasında yalnızca suç ve ceza değil, binlerce farklı hikâye var: yoksulluk, eğitim eksikliği, toplumsal baskılar ve bazen sadece yanlış bir seçim.

Bir kelimeyle onları tanımlamak, bu hikâyeleri susturmak demek. Oysa her isim, bir kaderin özeti gibidir.

Küresel Perspektif: Farklı Ülkelerdeki Tanımlar ve Yaklaşımlar

Dünya genelinde “hapishanedeki insanlar” için kullanılan kelimeler, toplumların adalet anlayışını yansıtır.

ABD’de “inmate” kelimesi yaygındır; nötr gibi görünse de çoğu zaman suçla özdeşleşmiştir. Bu nedenle birçok insan cezasını çektikten sonra bile toplumda damgalanmış hisseder.

İskandinav ülkelerinde ise farklı bir yaklaşım vardır. Norveç’te “mahkûm” değil, “resident” (ikamet eden kişi) denir. Çünkü sistemin amacı, cezalandırmak değil, dönüştürmektir. Bu yaklaşımın sonucunda, Norveç’te cezaevinden çıkan kişilerin yeniden suç işleme oranı sadece %20 civarındadır. Aynı oran ABD’de %65, Türkiye’de ise %45 civarındadır.

Yani kelimeler sadece birer sembol değil; insanı nasıl gördüğümüzü ve ona nasıl bir gelecek sunduğumuzu belirler.

Bir Hikâye: “Mahkûm Değil, Baba”

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir belgeselde, İstanbul’daki bir cezaevinde kalan Mehmet’in hikâyesine yer verilmişti. Mehmet, 38 yaşında, iki çocuk babası. Küçük bir tartışma sonucu işlediği suçtan dolayı 5 yıl ceza almış. Röportajda şunu söylüyor:

“Bana burada herkes mahkûm diyor. Ama ben hâlâ iki çocuğuna masal anlatan bir babayım. Hatalıyım ama insanlığımı kaybetmedim.”

Bu söz, belki de “hapishanedeki insanlara ne denir?” sorusunun en sade cevabıdır: insan. Çünkü insan olmak, hata yapmakla bitmez.

Verilerle Gerçek: Cezaevlerinin Sosyal Yüzü

Cezaevleri, sadece duvarlardan ibaret yerler değildir. Her birinde toplumun aynası vardır.

Birleşmiş Milletler’in 2023 raporuna göre, dünyada yaklaşık 11 milyon kişi hapishanelerde bulunuyor. Bunların büyük bir kısmı düşük gelirli bireyler. Eğitim seviyesi düştükçe, cezaevi oranı artıyor. Yani mesele yalnızca suç değil, sosyal adaletin eksikliğidir.

Hapishanelerde rehabilitasyon çalışmaları olan ülkelerde, ceza sonrası yeniden suç işleme oranı belirgin biçimde azalıyor. Finlandiya örneğinde bu oran %15’e kadar düşmüş durumda. Çünkü orada kelimeler bile daha insancıl: “rehabilitasyon merkezindeki birey”, “topluma dönüş sürecindeki kişi” gibi ifadeler kullanılıyor.

Toplumsal Dönüşüm: Etiketleri Değil, Umudu Büyütmek

Kelimelerle insanları hapsetmek, demir parmaklıklarla hapsetmekten daha tehlikeli olabilir.

Eğer birine “mahkûm” diyorsak, onun geleceğini küçültürüz. Ama “insan” diyorsak, ona yeniden başlama şansı veririz.

Toplumun dönüşümü, kullandığımız dilden başlar. Her birey, geçmişinden bağımsız olarak ikinci bir şansı hak eder. Çünkü hiçbirimiz, en kötü hatamızla tanımlanmak istemeyiz.

Belki de bundan sonra sormamız gereken soru şu olmalı: Hapishanedeki insanlara ne denir değil, onlara nasıl davranılır?

Peki siz ne düşünüyorsunuz?

Bir kelime bir hayatı ne kadar değiştirebilir?

Sizce toplumsal dilde “mahkûm” yerine hangi ifadeler kullanılmalı?

Yorumlarınızı paylaşın — çünkü konuşmak, anlamanın ilk adımıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort megapari-tr.com
Sitemap
elexbet yeni girişprop money