Hermetik Görüş Nedir? Gücün Kapalı Bahçesinde Bir Siyaset Okuması
Siyaset bilimi, görünürde kamusal olanın ardındaki gizli güç mekanizmalarını anlamaya çalışır. Ancak bazı dönemlerde, bu mekanizmalar öylesine içe kapanır ki, iktidar bir bilgelik değil, bir gizem haline gelir. İşte tam bu noktada Hermetik görüş devreye girer. Antik çağın felsefi-mistik mirası olan Hermetizm, modern siyasal düşünce içinde bilginin, iktidarın ve düzenin kapalı yapılar üzerinden nasıl üretildiğini anlamak için bir metafor haline gelmiştir.
Bu yazı, Hermetik düşünceyi siyaset biliminin kavramlarıyla yorumlayarak, güç ilişkilerinin hem erkek egemen stratejik zihin hem de kadın merkezli katılımcı bilinç üzerinden nasıl şekillendiğini tartışacaktır.
Hermetik Düşüncenin Siyasetle Buluştuğu Nokta
Hermetik görüş, adını Hermes Trismegistos’tan alır — bilginin, sırların ve iletişimin tanrısı. Antik dönemde Hermetik metinler, “bilgi güçtür” ilkesinin metafizik temsiliydi. Ancak bu bilgi, herkesle paylaşılmayan, yalnızca “inisiye” olanların erişebildiği türdendi.
Modern siyaset teorisinde bu anlayış, iktidarın kapalı bilgi sistemleri üzerinden işlediğini gösterir. Devlet bürokrasileri, istihbarat kurumları, ekonomik elitler… Hepsi Hermetik bir düzende çalışır: bilgiye erişim sınırlıdır, güç ise bu sınırlılıktan beslenir.
Epistemoloji açısından Hermetik siyaset, bilginin demokratik paylaşımına değil, stratejik saklanmasına dayanır. Bu yönüyle Machiavelli’nin “görünmeyen ellerle yönetim” anlayışıyla paralellik taşır.
İktidarın Hermetik Yapısı: Bilgi ve Sır Arasındaki Gerilim
Her iktidar biçimi, kendini bir “bilme rejimi” üzerinden kurar. Fakat Hermetik sistemlerde bilmek, sorgulamaktan ziyade itaat etmeyi gerektirir. Ontolojik olarak burada varlık, bilginin taşıyıcısı değil, gölgesidir. Halkın payına düşen şey, sırra inanmaktır — anlamaya çalışmak değil.
Bu bağlamda Hermetik siyaset, modern demokrasilerin açık bilgi ilkesine meydan okuyan bir yapıdır. Vatandaşın değil, “bilge kral”ın ya da “gizli kurul”un yönettiği bir dünyadır. Bu düzen, bilgiye erişimi değil, bilgiyi kontrol etmeyi yüceltir.
Erkek Stratejisi ve Kadın Bilgeliği: Hermetik İktidarın Cinsiyetçi Anatomisi
Siyaset biliminin klasik yapısı, çoğunlukla erkeklerin stratejik düşünce biçimleri üzerine kuruludur. Hermetik gelenekte de bilgi, erkeklerin elinde gizli bir güç aracı olarak kalır. Erkek stratejisi, bilgiyi paylaşmak yerine korumayı, yönetimi katılımdan üstün tutar.
Buna karşılık kadın bakış açısı, bilgiyi toplumsallaştırır. Kadınlar tarih boyunca “Hermetik kapılar”ın dışında kalmış ama gündelik yaşamın bilgeliğiyle, sezgiyle, ilişkiyle bir tür “karşı bilgi” üretmişlerdir.
Hermetik siyaset, bu iki bilme tarzı arasındaki gerilimde okunabilir: Erkekler “gizli iktidarı” kurarken, kadınlar “açık iletişimi” yaratır.
Belki de bu yüzden, modern siyasal dönüşümün yolu, Hermetik sırların çözülmesinden değil, kadınsı bilginin kamusal alana taşınmasından geçer.
Hermetik Vatandaşlık: Katılım mı, Kapanış mı?
Vatandaşlık, demokratik sistemlerin merkezinde yer alan bir kavramdır. Ancak Hermetik bir düzen içinde vatandaş, yalnızca bilginin dışında bırakılmış bir gözlemcidir.
Bu durumda temel soru şudur: Bir toplum, bilginin gizliliği üzerine kuruluyorsa, gerçekten demokratik olabilir mi?
Hermetik görüş, modern devletlerin “gizlilik” politikalarını anlamak açısından da önemlidir. Devletin sırları, ulusal güvenlik argümanları, kapalı kapılar ardında alınan kararlar — tümü Hermetik bir epistemolojinin kalıntılarıdır.
Etik açıdan ise bu durum ciddi bir sorgulama gerektirir: Bilgi saklamak mı, paylaşmak mı daha erdemlidir? Halkın bilmediği bir “iyi” için yalan söylemek, Platon’un “soylu yalanı” gibi meşrulaşabilir mi?
Hermetik Devlet ve İdeolojik Perde
Hermetik düşünce, yalnızca gizemli bir inanç sistemi değil, aynı zamanda bir iktidar dilidir. Bu dil, ideolojilerin kendini meşrulaştırma biçiminde görünür.
Devlet, bu dili kullanarak kendini kutsal bir bilgi kaynağına dönüştürür. Vatandaş ise bu bilginin muhatabı değil, inananıdır. Böylece Hermetik siyaset, teoloji ile ideolojinin kesiştiği noktada var olur.
Bu durumda soru şudur: Bir devlet, gizemle mi yönetilmeli, yoksa bilgiyle mi?
Cevap, belki de ikisi arasındaki ince dengededir.
Sonuç: Hermetik Görüşün Günümüz Siyasetine Aynası
Hermetik görüş, yalnızca bir felsefi gelenek değil, çağdaş siyaset için de güçlü bir metafordur. Bugün devletler, kurumlar ve elitler hâlâ bilgiyi kapalı ağlarda dolaştırırken; toplumun geniş kesimleri bilgiye ulaşmak için çabalıyor.
Demokrasi, Hermetik kapıları açma cesaretidir.
Ancak kapı açıldığında bizi neyin beklediğini bilmek — işte o hâlâ bir sır.
Sen ne düşünüyorsun?
Bilginin saklandığı bir dünyada, vatandaş özgür olabilir mi? Yoksa biz hâlâ Hermes’in sessiz laboratuvarında mı yaşıyoruz?