Güneş Sistemi Neye Denir? Psikolojik Bir Evrenin İçine Bakış Bir psikolog olarak, bazen gökyüzüne baktığımda insan zihnini hatırlarım. Kaotik ama düzenli, karmaşık ama anlamlı bir sistem… Güneş Sistemi de böyledir aslında: bir merkez, çevresinde dönen unsurlar, aralarındaki görünmez çekim ve hassas bir denge. Güneş Sistemi neye denir? sorusu, yalnızca bir astronomik tanımı değil, aynı zamanda insanın iç dünyasına dair bir metaforu da içinde barındırır. Çünkü her insan, kendi zihninde bir güneş sistemi taşır — bir merkez, bir yörünge, bir denge arayışı. Bilişsel Psikoloji: Zihinsel Evrenin Çekim Gücü Güneş Sistemi, Güneş’in çekim gücüyle bir arada duran gezegenler topluluğudur. Bilişsel psikoloji açısından…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Güneş Kremi Beyazlatır mı? Bir Tarihçinin Işığında Güzellik, Güç ve Ten Rengi Üzerine Bir tarihçi olarak geçmişe baktığımda, insanların yalnızca yüzlerini değil, kimliklerini de korumaya çalıştıklarını görürüm. Güneş kremi bugün raflarda “koruyucu” bir ürün olarak yer alırken, tarih boyunca güneşle ve ten rengiyle kurduğumuz ilişkinin derin izlerini taşır. Peki, güneş kremi beyazlatır mı? Bu sorunun cevabı, yalnızca bir kimyasal tepkimede değil, aynı zamanda bir medeniyet hikâyesinde gizlidir. Antik Çağlardan Modern Zamanlara: Beyaz Tenin Gücü Antik Mısır’da asiller, tenlerini açık tutmak için kurşun bazlı merhemler kullanırlardı. Beyazlık, o dönemde sınıfsal bir simgeydi; dışarıda çalışan köleler bronzlaşırken, soyluların teni güneşten korunurdu. Roma…
Yorum BırakGeçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması Nedir? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Güç, Bilgi ve Gerçeklik Arasında: Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden Siyaset, çoğu zaman güç sahiplerinin kurduğu bir gerçeklik oyunudur. Ancak her gerçeklik iddiası, kendi geçerlilik sınırlarını ve güvenilirlik ölçütlerini beraberinde getirir. Bir siyaset bilimci için “geçerlilik” yalnızca bir araştırma terimi değil; aynı zamanda iktidarın doğruluk iddiasının dayandığı zemindir. “Güvenilirlik” ise o zeminin ne kadar sarsılmadan ayakta kalabildiğini belirler. Peki, geçerlilik ve güvenilirlik yalnızca akademik kavramlar mıdır, yoksa iktidarın ideolojik meşruiyetini test eden politik araçlar mı? Geçerlilik: İktidarın Meşruiyet Testi Siyaset bilimi terminolojisinde geçerlilik, bir kavramın ya da ölçümün gerçeği ne kadar…
Yorum Bırakİnsanın Kutsal ve Yasak Arasındaki Dansı: Bütün Günahlar Antropolojik Bir Bakışla Bir antropolog olarak her kültürün “günah” dediği şeyin, aslında o toplumun kutsal düzenini koruma çabası olduğunu görürüm. Her toplumun bir “yapılmaması gerekenler listesi” vardır; kiminde bunlar dini kurallarla, kiminde ise toplumsal sembollerle ifade edilir. Günah, bu anlamda yalnızca ahlaki bir ihlal değil, aynı zamanda kültürel bir sınır çizgisidir. Peki, bütün günahlar nelerdir ve insanlık tarihinin farklı coğrafyalarında bu kavram nasıl şekillenmiştir? 1. Günahın Antropolojik Tanımı Antropolojiye göre günah, sadece bireysel bir davranış değil, topluluğun bütünlüğünü tehdit eden bir eylemdir. Durkheim’ın toplumsal bütünlük teorisine göre, her toplum “normatif düzen” kurar…
Yorum BırakKaplumbağa Kabuğunun Adı Ne? Geleceğe Dair Bir Zırhın Hikâyesi Bazı sorular vardır ki, ilk bakışta basit görünür ama içinde derin anlamlar taşır. “Kaplumbağa kabuğunun adı ne?” de tam olarak öyle bir soru. Bu, sadece bir biyoloji terimi öğrenme meselesi değil; aynı zamanda doğanın mükemmel tasarımını, hayatta kalmanın stratejilerini ve geleceğin teknolojilerine ilham verecek bir yapıyı keşfetme davetidir. Bu yazıda sadece bu kabuğun adını değil, gelecekte insan hayatına nasıl yön verebileceğini, stratejik ve toplumsal etkilerini de birlikte hayal edeceğiz. — Doğanın Zırhı: Kaplumbağa Kabuğunun Gerçek Adı Kaplumbağanın kabuğu tek bir parça değil, iki ana bölümden oluşur: Karapaks: Üstte bulunan ve genellikle…
Yorum Bırak“Kanına Kan Katmak” Ne Anlama Gelir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derin Bir Analiz Hayatı farklı yönleriyle anlamaya çalışan biri olarak, bazı deyimlerin arkasında saklı derin anlamlara her zaman merakla yaklaşırım. “Kanına kan katmak” da bu deyimlerden biri… İlk duyduğumuzda kulağa güçlü, hatta biraz iddialı gelir. Fakat bu ifade yalnızca fiziksel bir canlılığı değil, ruhsal bir yeniden doğuşu da temsil eder. Peki bu söz, dünyanın farklı yerlerinde nasıl anlamlar taşır? Gelin, birlikte farklı kültürlerin gözünden bu güçlü deyimi keşfedelim. Kelimenin Gücünden Anlamın Derinliğine: “Kanına Kan Katmak” Nedir? “Kanına kan katmak” Türkçede en yalın haliyle, birine ya da bir şeye yeniden güç,…
Yorum Bırakİstanbul Pendik Nereye Yakın? Psikolojik Bir Bakış Açısı Bir psikolog olarak şehirlerin insan davranışları üzerindeki etkisini gözlemlemek benim için her zaman büyüleyici olmuştur. Her semtin bir kişiliği, bir duygusu, bir ruh hali vardır. Pendik de bu açıdan oldukça ilginç bir bölgedir. İstanbul’un doğusunda, denizle kara arasındaki geçiş çizgisinde yer alan bu semt, bireylerin mekânsal aidiyetini, sosyal bağlarını ve bilişsel haritalarını şekillendiren güçlü bir psikolojik dinamiğe sahiptir. Peki İstanbul Pendik nereye yakın? sorusu, aslında sadece coğrafi bir merak değil; aynı zamanda insanın “yakınlık” kavramını nasıl tanımladığının da bir yansımasıdır. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Yakınlık Algısı Bilişsel psikolojiye göre insanlar çevrelerini anlamlandırmak için…
Yorum Bırak“Kan Kanı Çekiyor” Ne Demek? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Aile Bağı Analizi Bir Sözün Ardındaki Evrensel Gerçeğe Yolculuk Bazı deyimler vardır ki sadece bir cümle değil, yüzyılların birikimi, toplumların ortak duygusu, kültürlerin ortak hafızasıdır. “Kan kanı çekiyor” tam da böyle bir söz. Hepimizin hayatında bir yerde duyduğu, bazen şaşkınlıkla bazen de içten bir kabulle söylediği bu ifade, insan ilişkilerinin en derin, en doğal yönünü anlatır. Peki gerçekten ne anlama gelir? Sadece biyolojik bir çekimden mi bahseder, yoksa çok daha derin bir toplumsal, kültürel ve hatta psikolojik gerçekliğe mi işaret eder? Bu yazıda “kan kanı çekiyor” sözünü hem yerel bağlamda…
Yorum BırakKamu Personeli Nedir, Ne İş Yapar? – Devletin Görünmez Kahramanları! Sabah 8.00’de işe gidip 17.00’de çıkmakla bitmiyor bu iş… Çünkü kamu personeli olmak, bir meslekten çok, bir yaşam tarzıdır! Devletin kalbinde atan o düzenin gizli motoru, “evraklar arasında kaybolmuş ama hâlâ gülümseyen” o insanlar… Evet, bugün kamu personelinin dünyasına mizahi bir gözle dalıyoruz! “Kamu Personeli” Deyince Aklımıza Ne Geliyor? Birçoğumuzun gözünde kamu personeli, elinde dosyalarla koridorlarda yürüyen, bir yandan çayını yudumlayıp bir yandan “efendim, dilekçenizi iki nüsha doldurun” diyen bir figürdür. Ancak gerçekte işler o kadar basit değil. Onlar devletin her bir noktasında görev alan, düzenin devamlılığını sağlayan, bazen kahraman…
Yorum BırakSakız Çiğnemek Gıdı Eritir mi? Eğitimsel Bir Bakış Açısıyla Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimci Olarak Perspektifim Eğitim dünyasında, insanların yalnızca bilgi alması değil, aynı zamanda kendi öğrenme süreçlerini nasıl şekillendirdikleri de son derece önemli. Öğrenmenin gücü, sadece akademik başarılarla sınırlı kalmaz, bireylerin yaşamlarına dokunan pek çok alanda dönüşüm yaratabilir. Bu yazıyı yazarken, bu gücün ne denli derin bir etkisi olduğunu düşündüm. Öğrenme süreci, her bireyin günlük yaşamındaki soruları anlamlandırmasına, bedenini ve zihnini nasıl kullandığını keşfetmesine yardımcı olur. Peki, bu yazının merkezinde yer alan soruya nasıl yaklaşmalıyız? “Sakız çiğnemek gıdı eritir mi?” Hangi bir pedagog, bu tür bir soruya bilimsel bir…
Yorum Bırak